Bir INFP kişilik tipi (Arabulucu) olarak yalnızca kendi duygularınızı değil, başkalarının duygularını da derinlemesine hissedersiniz. Katılmak istemediğiniz o davet mi? Hayır derseniz arkadaşınızın yüzündeki hayal kırıklığını şimdiden gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. İçinizde tuttuğunuz o samimi fikir? İçinizde yanıp tutuşsa da herhangi bir gerginlik yaratma ihtimali sizi susturuyor.
Empatiniz hem süper gücünüz hem de zayıf yönünüz. Başkalarının duygularına olağanüstü bir hassasiyetle yaklaşmanıza olanak tanır, bazen kendi ihtiyaçlarınız pahasına. Gerçekte hayır demek istediğiniz hâlde defalarca “evet” demenize yol açabilir ve bu da istek ve ihtiyaçlarınızın göz ardı edilmesine neden olur. Bu size tanıdık geliyorsa, kendinizi sürekli başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarınızın önüne koyduğunuz o yorucu “insanları memnun etme” döngüsünün içinde buluyorsunuz demektir.
Bu yazıda, INFP’lerin neden sıklıkla insanları memnun etme tuzağına düştüğünü daha yakından inceleyeceğiz ve bu alışkanlığı bırakmanın neden önemli olduğunu, kendi ihtiyaçlarınızı nasıl geri plana atmaktan vazgeçebileceğinizi paylaşacağız.
INFP’ler ve insanları memnun etme konusundaki bu yazı geniş kapsamlı bir incelemenin parçasıdır. Ayrıntılar için “İnsanları Memnun Etme ve Kişilik: Başkalarının İhtiyaçlarını Neden Ön Plana Koyarız?” başlıklı kapsamlı yazımıza göz atabilirsiniz.
INFP kişiliklerinde insanları memnun etme eğilimlerini incelemek
INFP’lerin sosyal etkileşimlerine kattığı benzersiz kişilik özellikleri, onları sıklıkla insanları memnun etmeye yönelik davranışlara yönlendirebilir.
Daha önce bahsedildiği gibi, derin empati INFP’lerin özünde yer alır ve bu da başkalarının duygularını sanki kendi başlarına gelmişçesine hissetmelerine neden olur. Onların hayal kırıklığı sizin hayal kırıklığınız olur, sevinçleri dünyanızı aydınlatır. Bu duygusal rezonans, bazen kendi ihtiyaçlarınızdan önce başkalarının duygularını korumaya yönelik içgüdüsel bir dürtü doğurur.
Bu durum, yaptığımız “İnsanları Memnun Etme” anketinde yer alan şu sonuçla da açıklanabilir: INFP’lerin %83’ü, başkalarını hayal kırıklığına uğratma korkusuyla aslında yapmak istemedikleri şeylere genellikle “evet” dediklerini söylüyor.
Bu eğilim, INFP’ler için olası bir çatışma söz konusu olduğunda daha da belirginleşiyor. Karşı karşıya kalınabilecek bir yüzleşme ihtimali bile zihninizde en kötü senaryoları canlandırmaya yeter. Tüm bu olumsuz ihtimalleri gerçeğe dönüştürme riskindense sessiz kalmayı ve başkalarının isteklerine uymayı tercih edebilirsiniz.
Bu eğilim araştırmalarımıza da net şekilde yansıyor. INFP kişilik tiplerinin ezici bir çoğunluğu, %88’i, başkalarını üzmemek için gerçek duygularını sakladıklarını söylüyor – bu oran 16 kişilik tipi arasında en yüksek yüzde.
Bu istatistik, INFP’lerin içgüdüsel olarak başkalarının duygusal rahatlığını kendi kendini ifade etme ihtiyaçlarının önünde tuttuğunu açıkça gösteriyor. Gerçek duygu ve düşüncelerinizi içinize atmak size daha güvenli geliyor olabilir, ancak bu bastırılmış duygular birikirken siz neyi kaybediyorsunuz?
Tüm INFP kişilikleri, insanları memnun etme ile mücadele etse de Çalkantılı INFP’lerin (INFP-T) bu alışkanlığı kırması daha da zor olabilir. Araştırmamız çarpıcı bir fark gösteriyor: Çalkantılı INFP’lerin %88’i başkalarının onlar hakkında ne düşündüğünü fazlasıyla önemsediklerini söylerken, Özgüvenli INFP’lerde (INFP-A) bu oran sadece %33. Bu büyük fark, neden Çalkantılı INFP’lerin başkalarının ihtiyaçlarını daha sık önceliklendirdiklerini açıklamaya yardımcı oluyor.
Çalkantılı INFP’lerde, onaylanmama korkusu doğal empatiyle birleştiğinde insanları memnun etmeye yönelik güçlü bir karışım ortaya çıkar. Kendilerine duydukları güvenin düşük olması, ilişkilerdeki uyumu korumak adına kendi ihtiyaçlarını feda etmeye eğilimli olmalarına yol açar. Ayrıca kendini eleştirme eğilimleri fazla olduğundan, ilişkilerde gerginlik hissettiklerinde sık sık kendilerini suçlamaları daha olasıdır. Bu da sınırlar koymaya çalıştıkları her seferde derinlemesine onaylanma ihtiyacını tehdit altında hissetmeleri anlamına gelir, dolayısıyla bu alışkanlıklardan kurtulmak onlar için özellikle zorlayıcı olabilir.
İnsanları Memnun Etme Davranışını Bırakmanın Yolları
Bazen başkalarını önceliklendirmek, güçlü bir bağ ve destek duygusu yaratabilir. Ancak insanları memnun etmek varsayılan tepkileriniz arasına girdiyse, önemli bir şey arka plana atılıyor demektir: kendi iyiliğiniz.
Kronik insanları memnun etme hali, tükenmişliğe, zarar görmüş ilişkilere ve zayıflayan bir benlik duygusuna yol açabilir. Gerçekten görülmediğiniz hâlde arkadaşlıkları sürdürüyor, sizi yoran şeylere “evet” diyor ya da ilişkilerinizi karşılıklı anlayıştan çok başkalarının beklentileri üzerine kuruyor olabilirsiniz.
İnsanları memnun etmenin yarattığı kısıtlamalardan kurtulmaya hazır mısınız? İşte INFP kişilik tipine özel olarak tasarlanmış, kendi ihtiyaçlarınızı geri plana atmaktan uzaklaşmanıza yardımcı olacak üç strateji.
Strateji #1: Düşünmek İçin Kendinize Alan Tanıyın
INFP kişilikleri doğası gereği düşünceli ve içe dönüktür ama sizin gibi biri, bazen gerçekten ne hissettiğini değerlendiremeden kendini “evet” derken bulabilir. Peki ya bu otomatik tepkileri durdurabilseydiniz? Başkalarına cevap vermeden önce kendi sesinizi duyacak alan yaratabilseydiniz?
İnsanları memnun etme alışkanlıklarını kırabilmek için, talepler ve yanıtlar arasına daha fazla zaman koymaya başlayın. Biri sizden bir şey istediğinde, şu kısa cevaplardan birini deneyebilirsiniz:
- “Enerji seviyeme bakıp yarın sana döneyim.”
- “Beni düşündüğün için teşekkür ederim! Bunu biraz düşünmeye ihtiyacım var.”
- “Sana [belirli bir zaman] kadar haber verebilir miyim?”
Bu zaman aralığında sessizce kendinize dönerek talep hakkındaki gerçek duygularınızı, mevcut enerji seviyenizi ve rahatlıkla ayırabileceğiniz zamanı değerlendirin.
Çoğu insan, karar vermek için zamana ihtiyacınız olduğunu anlayışla karşılayacaktır. Hatta hızlıca “evet” deyip daha sonra geçiştirerek ya da iptal ederek katılmanızdan çok, durumu düşünerek verdiğiniz cevabı daha fazla takdir edeceklerdir.
Ve eğer biri bu düşünme sürecinize olumsuz tepki verirse? Bu cevaba dikkat edin. Basit bir düşünme isteğinize saygı göstermeyen biri, muhtemelen sizin iyiliğinizi öncelik olarak görmüyordur. Sağlıklı ilişkiler her iki tarafın da istek ve ihtiyaçlarına alan tanır – bunu unutmayın.
Strateji #2: Netlik İçin Yazıya Dökün
Duygularınızı değerlendirmek için alan yarattıktan sonraki zorluk, bunları ifade edecek doğru kelimeleri bulmaktır.
Söylemesi zor olan karmaşık duygular ve kafanızı kurcalayan düşünceler… Eğer bir INFP kişiliğine sahipseniz, bunları kelimelere dökmek konuşmaktan daha kolay olabilir. İhtiyaçlarınızı ya da sınırlarınızı paylaşmadan önce bunları yazıya dökerek hazırlanın.
Günlüğünüzü ya da notlar uygulamanızı açın ve ne hissediyorsanız sayfaya dökün. “Hayır” demenin neden zor geldiğini, aslında ne söylemek istediğinizi veya kendinizi nasıl kibar ama net bir şekilde ifade edebileceğinizi yazabilirsiniz. Yazmak, bulanık duygularınızı net düşüncelere dönüştürebilir ve bu da ihtiyaçlarınızı daha kolay ifade etmenizi sağlar.
Strateji #3: Hayal Gücünüzden Yararlanın
Bir sınır koymak ya da bir ihtiyacınızı dile getirmek gerektiğinde, zihniniz hemen olası olumsuz senaryolarla dolmaya başlayabilir – kırılan gönüller, zarar gören ilişkiler, rahatsız edici yüzleşmeler… Peki ya INFP'lere özgü güçlü hayal gücünüzü daha faydalı bir yöne yönlendirebilseydiniz?
Aklınızı en kötü senaryolara kaptırmak yerine, şu bakış açısı değişikliklerinden birini deneyin:
- Yakın bir arkadaşınızın aynı durumda olduğunu hayal edin. Ona nasıl bir tavsiye verirdiniz?
- Her iki tarafın da kendini anlamış ve duyulmuş hissettiği olumlu bir konuşma senaryosu canlandırın.
- Geçmişte dürüst olmanın bir ilişkiyi nasıl güçlendirdiğini hatırlayın ve bu anı, beklentilerinizi şekillendirmeye yardımcı olsun.
Güçlü hayal gücünüz, korkularınızı beslemek yerine özgüveninizi inşa etmenize destek olabilir. Sizi engellemek yerine yolunuzu aydınlatmasına izin verin.
Bu stratejilerden birini veya birkaçını denemeye başladığınızda küçük adımlarla yola çıkın ve kendinizi daha zorlayıcı durumlara zamanla hazırlayın. Kendi ihtiyaçlarınıza öncelik vermeye doğru attığınız her adım, doğru yönde ilerlediğinizin göstergesidir.
Son Sözler
Unutmayın, insanları memnun etmeyi bırakmak, şefkatli yönünüzden vazgeçmek anlamına gelmez. Aksine, hem şefkat hem de samimiyetin bir arada var olabileceği alanlar yaratmak demektir. Empatinize olduğu kadar sınırlarınıza da değer verdiğinizde, INFP kalbinizin gerçekten özlem duyduğu daha derin ve gerçek bağlara kapı açarsınız.
İlave Okuma
- Farklı kişilik tiplerinin insanları memnun etme davranışlarını nasıl aşabileceğini anlatan diğer yazılarımıza da göz atın.
- INFP Olarak Kendinizi Affetme: Öz Eleştiriden Öz Şefkate
- Arabulucular (INFP) ve Kendini Yansıtma: İçsel Uyumun Peşinde
- INFP Kişilikleri ve Yalnızlığın Üç Boyutu
- Kendinizi daha iyi tanımak ister misiniz? Premium Raporunuzu alın ve INFP kişiliğinizi etkileyen 12 ek özelliği keşfedin. Kendi doğanızı ve başkalarıyla kurduğunuz ilişkileri daha derinlemesine anlayın.